Sunday, May 12, 2024

Akıncı


Geriye baktığımda son birkaç yıldaki pişmanlıklarımın çoğunlukla korkaklıktan ileri geldiğini görüyorum. Hayata karşı korkaklık... Öyle çok da korkak biri olduğumu düşünmiyorum aslında. Ama belki de kendi cesaret kapasitemin/beklentimin aşağısındayım, mesele de bu.

Zira ben mehterlerle coşan, Akıncılar şiirini gözleri dolmadan dinleyemeyen biriyim. Dinlerken hayal dünyama girer, Tuna kıyılarında şanlı bir Türk akıncısı olurum. Oldum olası yiğit severim ve yiğitliğe hayranım. İçimde savaşçı bir prenses olduğuna yemin edebilirim.

Korkusuz değilim. Fiziksel korkuyu yıllardır bilir ve hissederim, ancak yenmekte de fazla zorlanmam. Bunu poligona gidip ilk kez gerçek tabancayla atış yaptığımda fark ettim. Üzerine düşündüm. Başta korktum, geri teper diye. Ama bu beni yapmaktan alıkoymadı, şimdi yine gitmek için sabırsızlanıyorum. Binicilikte de, yıllardır yapmama rağmen binişten önce biraz anksiyete yaşarım mesela. Engel atlarken, havuzda kaydıraktan kayarken... Beynimin derinliklerinde bir yerde bir şeylerin ters gitme ihtimali beni uyarır, rahatsız eder. Yine de yaparım. Bağımlısı bile olurum.

Ama iş daha kompleks korkular ve konfor alanımdan çıkmaya gelince, işte benim için yeni olan bu. Yetişkinlikle gelen... Sorumluluk alma... Karar verme... Hata yaparsam... İnsan ilişkileri... Ya üzersem... Kırarsam... Kırılırsam... Bana fırsatlar kaçırtan işte buydu. Beni birkaç yıl hayattan uzaklaştıran ve bugünlerde bin pişman eden... 

Halbuki, asıl cesaret belki de bu. Hayatı yaşamak. Hayat geçiyor ve durup seni beklemiyor. Yaşamak için gerekirse yanlış yapma riskini alabilmek gerekiyor. Bunun tevekkülle de çok bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Bir karar verirken Allah'ın rızasının hangi yönde olacağını da düşünmek, O'na sığınıp yola girebilmek gerekiyor. Yoksa yaşamamış olmak hatası var.

Belki bunu keşfetmem için bu yollardan geçmem gerekiyordu. Sadece kendim için yaşamak istememin, sorumluluk almak istemememin aslında hayatı yaşamamın, mutlu olmamın önünde engel olacağını anlamam gerekiyordu. 

Kaçırmış olabileceğim son fırsatı düşündükçe içim yanıyor hala. O benim için gönderilmişti, tesadüf asla değil. Yıllardan beri, dudaklarımdan dökülmeden kalbimden geçen duamdı. Nasıl farkedemedim, nasıl bir gafletteydim... Ama Allah'tan umudumu kesmedim. Derslerimi aldım. O'na yöneldim. O'nun gücü her şeye yeter. Umut kesmek yok.

No comments:

Post a Comment

Yalan

İnsan ilişkileri, arkadaşlıkların çoğu. Çoğu kendisine fayda sağladığı için arkadaş oluyor ve sürdürüyor. Senin iyiliğini düşünen az. Anne, ...